bylge-logo

    Bylge

    Eyleme Kudreti

    Deleuze' ın "Spinoza Üzrine Onbir Ders" kitabını okuyorum. Spinoza' nın felsefesini çok güzel bir dille anlatıyor. Felsefe üzerine geçmişten beri birçok okuma

    Picture of the KBAY

    KBAY

    @kbay

    Deleuze' ın "Spinoza Üzrine Onbir Ders" kitabını okuyorum. Spinoza' nın felsefesini çok güzel bir dille anlatıyor.

    Felsefe üzerine geçmişten beri birçok okuma yaptım ancak bana hitap eden çizgi Spinoza-Nietzche-Deleuze ( bu çizgiden minör felsefe diye bahsediliyor yanlış hatırlamıyorsam) çizgisi oldu.


    Spinoza felsefeyi kavramların birbiri üzerine bina edilmesi yerine direk hayatın, yaşadığımız günlük hayatın, üzerine

    kuruyor. Yaşadığım hayat beni birçok problemle karşılaştırdığı için , bu felsefe tarzına yöneldim sanırım.

    Terminolojiye çok fazla hakim olmadığım için sadece belli kavramları kullanarak, kendi hayatım üzerinden bir şeyler yazmak istiyorum bu konuda.


    Spinoza iki temel ayrım yapıyor: Idea ve duygu. Idealar bir düşünme tarzını ifade ediyor. Örneğin yazdığım bu klavyenin ideası . Ya da kavram ideaları; toplum ideası, aşk ideası v.s. Duygular ise idealardan farklı bir düzeni ifade ediyor. Duyguyu yaklaşık olarak şöyle tanımlıyor: Bir şeyin eyleme kudreti üzerindeki varyasyon. Örneğin sevdiğim bir sarkı dinlediğimde mutluluk duyarım; bu benim eyleme kudretimin artışına denk gelmektedir. Sevmediğim bir insanı gördüğümde üzüntü duyarım; bu da benim eyleme kudretimin azalışına denk gelmektedir.

    Bu tanımlar benim günlük yaşantımda karşılaştığım durumları, varyasyonları gerçekten iyi bir şekilde ifade ettiği

    için bu felsefe tarzına ilgi duyuyorum. Sabah uyandığımda her zaman mutlu uyanırım, şarkı söyleyerek, çevremdekilere

    de neşe saçarak başlarım güne. Yani eyleme kudretim sabahları çok yüksektir. Ama gün içinde yaptığım kötü karşılaşmalar (bunlar idealar

    alanına girmektedir) eyleme kudretimi düşürmektedir. Tam tersine iyi karşılaşmalar (pozitif biriyle karşılaşmak, yaptığın

    bir işin sonuç aldığını görmek gibi) beni mutlu etmekte ve eyleme kudretimi artırmaktadır.


    Yani spinoza benliği (hatta bu kısmını çok anlayamasam da şimdilik, tüm cisimleri) durağan bir şekilde tanımlamak yerine eyleme kudreti sürekli değişen dinamik bir yapı olarak tanımlıyor. Tüm cisimleri bilemem ama bunu kendim ve insanlar için daha doğru bir tanımlama olduğunu düşünüyorum.


    Buraya kadar anlattığım şekliyle sürekli karşılaşmalar yaşıyoruz ve elimizde olmadan eyleme kudretimiz varyasyonlara uğruyor. Ideaların , duygular üzerindeki etkileri diye de tanımlayabiliriz. Ama sürekli böyle yaşamak iyi bir şey değil tabi ki. Spinoza bundan sonrası için eyleme kudretimizi kendi kontrolümüz altına alabileceğimiz Idea türlerinden bahsediyor. Bu da başka bir yazının konusu olur umarım, çünkü ben de henüz bu kısımları okuyamadım:)

    Published Date:

    May 01, 2020

    Updated Date:

    December 02, 2023