bylge-logo

    Bylge

    Mumya

    Mumya Nedir? Eski çağlarda yaşamış olan bazı insan toplulukları öldükten sonra bir yaşamın olduğuna inanıyorlardı. Bunun için de ölmüş olan yakınlarının öbür dü

    Picture of the Pow

    Pow

    @pow

    Mumya Nedir?

    Eski çağlarda yaşamış olan bazı insan toplulukları öldükten sonra bir yaşamın olduğuna inanıyorlardı. Bunun için de ölmüş olan yakınlarının öbür dünyada hayatlarına devam edebilmesi için cesetlerinin çürüyüp yok olmasının önlenmesi gerektiğini düşünüyorlardı.


    Bir cesedin çürüyüp yok olmasını önlemek için eski toplumlar tarafından uygulanan en etkili ve yaygın yöntem mumyalama yöntemiydi. Çeşitli kimyasallar, sıvılar ve otlar kullanarak bir takım işlemlerden geçirilip çürümesi önlenen cesetlere mumya denmektedir. Mumyaların bozulmadan günümüze kadar ulaşabilmelerinin nedeni içinde bulundukları ortamın, çürümeyi gerçekleştiren çeşitli mikroorganizmaların yaşamasına izin vermemesidir.


    Mumya


    Eski Toplumlarda Mumyacılık

    Ölülerini mumyalama geleneği eski toplumların birçoğunda görülmektedir. Pasifik adalarında yaşayan halklar, Güney Amerika’daki bazı topluluklar, Avustralya yerlileri, Eski Mısır ve Orta Asya Türkleri bunlara örnek olarak verilebilir. Hunlar ve Göktürkler ölen akrabalarını mumyalayıp kurgan adını verdikleri büyük ve geniş bir mezara koyduktan sonra yanına öbür dünyada lazım olup kullanabileceğini düşündükleri yiyecekler, içecekler, çeşitli süs eşyaları ve hatta en sevdiği atını da koyar ve öyle gömerlerdi.


    Mumya


    Eski Mısırlılar'ın İnanç Sistemi

    Tarih boyunca birçok topluluk mumyalama yöntemini kullanarak ölülerini mumyalamış olsa da en yaygın ve başarılı olarak gerçekleştirenler Eski Mısırlılar olmuştur. Eski Mısırlılar sadece insanları değil kedi, köpek, balık ve timsah gibi çeşitli hayvanları da mumyalamışlardır.


    Eski Mısırlıların ölülerini mumyalamasının en önemli nedeni inançlarından kaynaklanmaktaydı. Eski Mısırlıların için ölüm bir son değil bilakis yeni bir yaşamın başlangıcıydı. Eski Mısırlılar'da aynen günümüzdeki Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler gibi öldükten sonra bir yaşamın (öbür dünya) olduğuna inanmaktaydılar. Ölen iyi insanların; gökyüzünde olduğuna inandıkları, her çeşit yiyeceğin bol miktarda bulunduğu, içerisinden nehirlerin aktığı ve gölgesinde dinlenilebilecek incir ağaçlarının yer aldığı cennete gideceklerine inanıyorlardı. Cennete gidemeyecek olan kötü insanların ise mezarlarında ebedi olarak aç, susuz ve güneşsiz kalacağına, ayrıca timsahlar tarafından param parça edileceklerine inanmaktaydılar.


    Eski Mısırlılara göre bir insan öldüğünde ruhu bedeninden ayrılıyordu. Ancak ruhun yaşamını devam ettirebilmesi bedenin varlığını sürdürmesine bağlıydı. Eğer beden iyi korunamaz ve yok olursa bir süre sonra ruhta yok olmaktaydı. Eski Mısırlılar böyle bir olumsuz duruma meydan vermemek için ölülerini mumyalayarak cesetlerinin yok olmasını önlemeye çalıştılar.


    Mumya


    Eski Mısırlılar'da Mumyacılık

    Eski Mısırlılar İlk zamanlar ölülerini, nemin cesedi çürüttüğünü bildikleri için kuru çöl kumlarına gömerek korumaya çalışmışlardı. Ancak ilerleyen zamanlar da çöl hayvanlarının cesetlere zarar vermesi, hırsızlık ve kuma gömmenin ölüye saygısızlık olacağının düşünülmesi gibi sebeplerden ötürü ölen kişilerin mezarlara konması gerektiğine karar verildi. Ancak mezarın içerisindeki hava da zamanla cesedin çürümesine neden oluyordu. Eski Mısırlılar bunun önüne geçebilmek için mezara koymadan önce çeşitli baharatlar, şifalı bitkiler ve güzel kokulu reçineler de kullanarak cesedi bazı işlemlerden geçirmeye başladılar.


    Eski Mısırlılar gittiği yerde ihtiyaç duyacağına inanarak çeşitli yiyecek ve içecekleri de mumyalayarak ölüyle birlikte gömüyorlardı. Hatta yılın belirli zamanlarında ölen kişinin mezarına gelen yakınları dualar ve ilahiler eşliğinde yanlarında getirdikleri taze yiyecek ve içecekleri ölüye sunarlardı. Mumyanın görmesi, duyması, konuşması ve yemek yemesi umuduyla gözleri, kulakları ve ağzı açılırdı. Eski Mısırlılara göre bir kişi öldüğünde öbür dünyaya gitmeden önce korkunç canavarlarla ve tehlikeli yaratıklarla dolu yer altı dünyasından geçmek zorundaydı. Bunun için ölen kişinin tabutuna, bu tehlikeli yolculuk sırasında onu koruması için Ölüler Kitabı’ndan seçilmiş büyülü sözlerinin yer aldığı papirüsler konurdu.


    Mumya


    Mumyalama İşlemi ve Aşamaları

    Eski Mısır’da mumyalama işlemi ilk olarak ölen kişinin İbu adı verilen bir çadıra getirilmesiyle başlardı. Çadıra getirilen ceset burada şarap ve Nil suyu ile güzel bir şekilde yıkanırdı. Daha sonra ise ölünün burnundan bir delik açılarak beynine ulaşılır ve bir kanca yardımıyla beyin tamamen akıtılırdı. Eski Mısırlılara göre duygunun ve düşüncenin merkezi kalpti ve beyin hiçbir işe yaramayan ve önemsiz bir organ olarak görülmekteydi. Beynin tamamen boşaltılmasından sonra sol kasıktan açılan küçük bir delik yardımıyla tahnit işlemi (iç organların çıkartılması) yapılarak kalp dışındaki tüm iç organlar çıkarılır ve çürümelerinin önlemesi için natron ile kaplanır ve kurumaya bırakılırlardı. İlk önce iç organların çıkarılmasının nedeni buraların vücudun en nemli yerleri ve çürümenin ilk başladığı bölgeler olmasıydı. Yukarıda açıkladığımız nedenden ötürü kalp yerinde bırakılıyor ve çıkarılmıyordu. Kalp dışındaki tüm iç organların çıkarılmasından sonra vücudun tamamı iç bölgeleri de dâhil olmak üzere natronla kaplanarak ceset bu halde 40 gün boyunca kurumaya bırakılırdı. 40. günün sonunda kurumuş durumdaki ceset ikinci defa Nil nehrinden getirilen suyla yıkandıktan sonra esnek kalması için yağlarla ovulurdu. Kurumuş durumdaki iç organlar mumyacılığın ilk dönemlerinde kavanozlara konarak ölü ile birlikte gömülürken daha sonraki dönemler de ise vücudun içine geri konmaya başladılar. Mumyanın sarılması işlemine ilk olarak baş ve boyun bölgesinden başlanır ve daha sonra el ve ayak parmaklarına geçilirdi. Kollar ve bacaklar ayrıca sarılırdı. En son olarak beden sarılır ve her seferinde keten bezlerin arasına birbirlerine iyice tutunmalarını sağlayacak yapışkan reçineler konurdu. Mumyalama işlemi bittikten sonra ahşap bir tabuta konan ceset daha sonra bir mezara gömülürdü. Bu işlemlerin tamamı ortalama 70 gün sürmekteydi.

    Published Date:

    May 01, 2020

    Updated Date:

    December 05, 2023