Youtube Ceo’su Susan Wojcicki geçenlerde şöyle bir açıklama yaptı. Çocuklarıma Youtube izletmiyorum, sadece Youtube Kids izlemelerine belirli bir süre kısıtıyla izin veriyorum. Konuşmasına şöyle devam etti; Bir şeyin fazlası her zaman yararlı değil. Söylemiş olduklarının bir kısmına şu şekilde katılıyorum: Çok fazla izlemek zararlı olduğu malum, ancak çok fazla okumanın zararlı olduğunu düşünmüyorum.
Susan Wojcicki’nin açıklamasını bir kenara bırakırsak, uzun süre televizyon veya video izlemenin zararlı olduğu bundan önce bilimsel olarak çalışılmış ve ispatlanmış bir konu. Eğer bu konu hakkında bilimsel olarak çalışılmış olan makalelere ulaşmak isteyen arkadaşlar var ise verdiğim linklere bakabilirler. Eğer zamanınız var ise aşağıdaki makaleleri mutlaka okumanızı öneriyorum.(Eğer bilimsel veri tabanlarına ulaşım imkanınız var ise mutlaka orada daha detaylı çalışmalara ulaşabilir) (
Çok fazla okumanın ise bu zamana kadar ispatlanmış bir zararı yok. Okuma, insanı canlandıran ve bakış açısını genişleten bir aktivitedir. Bende bu açıklamayı temel alarak bir makale yazdım. Aslında Bylge’nin yapımı aşamasında bana her zaman sorulan sorulardan biride; makalelere neden video eklenemediğidir. Hiçbir zaman eklemeyi düşünmedim ve bundan sonrada eklemeyi de düşünmüyorum. Video veya televizyon üzerinden öğrenmenin okumak kadar efektif olmadığı kanaatindeyim. Bylge’deki temel amaç, insanların araştırdıkları bilgileri elde edebilecekleri bir platform kurmaktı. Bu platformun temel amaçlarından biride okuyucunun azami kazanımı elde etmesini sağlamak, üç kuruş para kazanacağız diye kimsenin vaktini çalmak istemiyorum. Video ile elde etmek istediğimiz faydanın maksimize edebileceğini düşünmüyorum. Bu düşüncemi de aşağıdaki gibi bu makalede bir anlamda özetlemiş oldum.
Okuma, izleme ve dinlemeye göre her zaman benim için daha faydalı olmuştur. Sadece bir şeyleri izlemek bir yana aynı zamanda dinlerkende öğrenme sürecinde her zaman yeterli kazanımı elde edemezdim. Lisede arka sırada oturur hocam dersi anlatırken bir yandan bende kitabım üzerinden anlatılan kısmı kendim tekrar okurdum, ancak o zaman konu hakkında yeterince bilgi sahibi olabiliyordum. Hakeza üniversiteye başladığım zamanda derslere katılıp hocalarımı dinlemeyi çok denedim ancak nedense hiçbir zaman başarılı olamadım tabi bir şeyler öğreniyordum ancak istediğim gibi olmuyordu. Mutlaka kendim oturup konu hakkında detaylı olarak okuma yapmam gerekiyordu. Uzun süredir devam ettirdiğim bu alışkanlığım hala devam ediyor. Bir şey öğrenmek için ilk önce yazılı kaynaklardan yararlanmaya çalışırım şayet istediğim bilgiyi yazılı kaynaklardan bulamazsam o zaman diğer kaynaklara yönelirim.
Mevzuya şöyle bir ara not iliştirmek istiyorum; makalede bahsetmiş olduğum konu, birlikte veya grupla yapılan sinema ve televizyon aktivitelerini içermiyor veya başka bir deyişle eğlenmek ve spor amaçlı yapılan bu aktiviteler değerlendirme dışı olarak tuttum. Çünkü burada detaylandırmak istediğim olgu öğrenmek, kazanım elde etmek, genel kültür seviyesini artırmak gibi kendine gerçekleştirmek konusunun bir parçası. Yoksa, arkadaşlarınızla gittiğiniz sinema ve grupça izlediğiniz bir televizyon dizisindeki eğlenceyi kitapta bulmanız olası değil. Makaleyi değerlendirirken lütfen bunu göz önünde bulundurun. Eğlence ve rahatlamak amacıyla hepimiz bir şeyler izliyoruz veya dinliyoruz.
Okuma ve İzleme Arasındaki Kazanım Farkları
Detay ve Analiz
Okumayla bir konu hakkında daha detaylı bilgi olma şansımız olur. Buna rahatça anlaşılabilecek bir örnek verebiliriz. Örneğin; Harry Potter yada Game of Thrones dizilerini ele alalım, bu dizilerin yayınlamış olan kitaplarının bize vermiş oldukları detay ile dizilerin vermiş olduklarını kıyasladığımız zaman dağlar kadar fark var. Hatta bazen internette diziyi izlemeden mutlaka kitabı okuyun gibi cümleler duyarız. Çünkü dizide veya filmde aynı detayda konuyu işlemek olası değil. Ticari kaygılar ve insan alışkanlığı buna izin vermez. Kimse, tek bölümü on saat süren bir diziyi izlemez, yapımcıda zaten bu kadar uzun bir diziyi çekemez. Ancak kitabı elimiz aldığımızda kimi zaman bir bölüm 10 saat sürer kimi zaman ise üç ay. İstenildiği kadar detay kitap içinde verilebilir.
Yazılı yayın üzerinde ne kadar fazla çalışma yapılırsa analiz yeteneği de bir o kadar gelişir. Yazıda sizde artık olayın içinde olursunuz, bir bakıma kendi filminizi çekersiniz. Bu süreç siz istesenizde istemesenizde analiz yeteneğinin gelişmesini sağlar.
Hayal Gücünün Artması
Kitap veya yazılı bir kaynaktan beslenirken, anlatılmak istenen konu zihninizde boş bir arazide başlar. Okudukça siz bu arsayı hayal gücünüzün el verdiği şekilde doldurursunuz. Bu boş alana hayal gücünüze göre kimi zaman pembe bir ırmak koyar kimi zaman ise ağaçtan bulutlar yaparsanız. İzlemede ise böyle bir şey yapamazsınız, yapımcının veya videoyu çeken insanın hayal gücünüz ile sınırları içinde kalmak zorundasınız. Sadece onun düşündüğünü izleyebilir, onun bakmış olduğu noktadan olaylara yaklaşabilirsiniz.
Kelime Dağarcığın Gelişmesi
Okumanın, izlemeden ayrılan en önemli özelliği. Günümüzde çok fazla kelime ile konuşamıyoruz çünkü yeteri kadar kelime haznemiz yok. Sebeplerinden biri aslında çok aşikar, okumuyoruz. İzlemeyle kelime haznesinin gelişme imkanı zaten olası değil, ancak kitap veya makale okundukça kelime dağarcığınızda okuduğunuz kaynak nispetinde artar. Kelime dağarcığımızın gelişmesi hem biz etkili bir konuşmacı yapar hemde derdimizi daha rahat ve akıcı anlatabiliriz.
Stress Azaltıcı
Yukarıda linklerini vermiş olduğum makalelerde aslında bu konuya yeterince değinilmiş ancak yukarıdaki makaleleri okumayan arkadaşlara ben kısaca bu kısımda bahsedeyim. Kitap okumanın stresi azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır ancak izlemek için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Şimdi içinizden iyi de ben bir şeyler izlerken rahatlıyorum! diye geçiriyorsunuzdur. İzlerken ki hissettiğimiz şey stresin azalması değil kasların ve beynin az enerji kullanımından kaynaklı uyuşukluk halidir. Eğer stresli bir gün geçiyorsanız mutlaka önünüze okuyacak bir şeyler koyun bu şekilde gününüz daha rahat geçer. Bende hep bunu yapmışımdır sinirli ve ya stresli olduğum vakitler açar azda olsa bir şeyler okumaya gayret ederim.
Başarı Hissi
İnsanoğlu doğuştan pragmatisttir. Yaptığı bir işte eğer fayda görmüyorsa yapmama eğilimi daha yüksektir. Okuma insanda başarı hissi doğurur, izlemede ise aynı hissi alamazsınız. İzleme eylemi yaparken bir şey başarmış olmuyorsunuz, kendinizi zorlayacak herhangi bir mental aktivite yapmak zorunda değilsiniz. Gözleriniz açık tutabiliyorsanız bu izlemek için yeterli oluyor. Kimi zamanda çok fazla izlemek ve ekranda başında kalmak insanda can sıkıntısı verir. Kendinizi değersiz ve özgüvensiz hissedersiniz. Okuma bunun panzehiridir, insanın başarma isteğinden kaynaklı ruhsal boşluğunu doldurmak için ilaçtır.
Değerli
Okuyan insanların artık soyu tükeniyor. Git gide okuyan insan sayısında gerek ülkemizde gerekse dünyada azalma yaşanıyor. Ki okumak ki şu anda ülkemiz için elzem konulardan biri. Ancak bu konuda ne kadar yetersiz kaldığımız gün gibi ortada. Eğer değerli bir şeyler üretmek istiyorsanız mutlaka kendinize okuma alışkanlığı kazandırın. Çünkü okudukça bilginiz artacak ve elde ettiğiniz bu bilgiler sizi üretime sevkedecektir. Üretimin fiziksel bir üretim olması şart değil manevi veya maddi her türlü üretimden bahsediyorum. Bilgi ise günümüz dünyasında tartışılmaz en büyük güç.
Mental Hastalıklardan Korur
Yakın zamanda bir arkadaşımın evine misafir oldum. Laf döndü dolaştı yine Bylge’ye geldi. Bende dilim döndüğünce siteden biraz bahsettim sonrasında şakayla karışık bence sizde Bylge’den bir şey okumalısınız yoksa bu gidişle alzheimer olacaksınız demiştim. Biraz alındılar ama söylediğim şey aslında doğru insan okuma yaptıkça beyin aktivitelerinde hareketlilik meydana geliyor. Bilimsel çalışmalarda yetişkinlerde okumanın beyin hücre sayısını arttırdığı ve yenilediği görülmüş.. İzlemenin ise tam tersi beyin hücrelerinin ölümüne neden olduğu belirtilmiş. Okuma aktif bir süreç olduğu için zihni zinde tutuyor. Bu yüzden ileride karşılaşabileceğimiz zihinsel problemlere yakalanma riskini en aza indirmiş oluyoruz. İzleme ise pasif bir eylem olduğu için ileride böyle bir hastalığa yakalanacaksak bile zamanı öne almış oluyoruz.
İyi okumalar.
Makale hoşunuza gittiyse lütfen beğenmeyi ve destek olmayı unutmayın.