Tac Mahal
Tac Mahal, Babür imparatoru Şah Cihan tarafından çok sevdiği eşinin ebedi istirgahı olması için 1632 yılında yapılmış bir muazzam güzellikteki türbe kompleksidi
Minyatür
@minyaturTac Mahal, Babür imparatoru Şah Cihan tarafından çok sevdiği eşinin ebedi istirgahı olması için 1632 yılında yapılmış bir muazzam güzellikteki türbe kompleksidir. Bugün, Hindistan sınırları içerisinde yer alan Agra kentindeki Yamuna Nehri’nin güney kıyısında yer alır. Tac Mahal ‘in mimarisinden ve tasarımından farklı kültürlerin etkileri rahatlıkla görülebilir. İlk bakışta farklı mimarı özellikleri bilen ve anlayabilen gözler için bile farklı bir dokusunun ve yapısının olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Yapı üzerinde Hint, Fars ve İslam etkileri görülür, farklı kültürlerin bir arada etkin bir şekilde kullanılması Babür mimarisinin tipik karakteristiklerinden biridir. Tac Mahal bir türbe kompleksidir, bunun merkezinde yer alan ve hepimizin bildiği tamamı beyaz mermerden yapılmış ve gün içinde farklı renklere bürünen eşsiz beyaz görünümüyle Tac Mahal’in kendisi yer alır. 1983 yılında Unesco tarafından Dünya Mirası listesine alınan eser, bugün Hindistan’ın zengin kültürünü göstermesi açısından en etkileyici sembolüdür.
Şah Cihan ve Tac Mahal‘in Tarihçesi
Bugün Tac Mahal'in nasıl ve neden yapıldığını anlayabilmek için mutlaka Babür imparatorluğu ve imparatorluğunun en önemli krallarından biri olan Şah Cihanın hayatını kısaca bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şah Cihan, Kuzey Hindistanda 16.yüzyılın başlarından 18.yüzyıl ortalarına kadar hüküm sürmüş Babür Hanedanlığının soylu aile üyelerinden biriydi. 1627 yılında babası Kral Cihangir’in ölümünden sonra kardeşleriyle girmiş olduğu kanlı taht savaşından başarılı çıkmış ve 1628 yılında bugünde Tac Mahal’in bulunduğu bölge olan Agra kentinde hanedanlığın başına geçmiş ve kral tacını giymiştir.
Şah Cihan’ın kral olma yolunda en önemli destekçisi Mümtaz Mahal, kralın üç eşinden biri, Şah Cihan’ın gözündeki değeri her zaman farklı olmuştur. Evlendikleri yıl olan 1612 yılından itibaren Şah Cihan’a bir çok çocuk veren Mümtaz Mahal, ne yazık ki çiftin 14.çocuğunu doğurduktan sonra 1631 yılında ölmüştür. Mümtaz Mahal’in ölümünden fazlasıyla etkilenen Şah Cihan, eşinin adını sonsuza kadar yaşatılması için kraliyet sarayının bulunduğu Agra kentinden başlayarak Yamuna Nehri boyunca uzanacak olan, bu zamana kadar görülmemiş olan bir muazzam bir anıt mezar yapılmasını emretmiştir. Şah Cihan döneminden Babürlüler, dünyanın en zengin devletlerinden biriydi, bu yüzden Şah Cihan bu anıtın yapılması için herhangi bir masraftan kaçınmamış ve hızlı bir şekilde bitirilmesi içinde devletin bütün kaynaklarını sarfetmiştir.
Anıt mezarın yapım çalışmalarına 1632 yıllarının sonlarına doğru başlanmış ve yapının tamamiyle bitirilmesi 20 yılı almıştır. Bugün Tac Mahal’in mimarının kim olduğu konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte büyük ihtimalle Hindistan’ın diğer önemli eserlerinden biri olan Kızıl Kale’ninde mimari olan Pers kökenli bir Hintli olan Üstad Ahmed Lahouri olduğu konusunda yaygın bir görüş vardır. Tac Mahal'in yapımı sırasında Hindistan, İran, Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğundan getirilen 20,000 işçi, sanatkar, taş ustası, ressam ve 300 km’den çıkarılan beyaz mermerlerin getirilmesi için yaklaşık olarak 1,000 adet fil ve sayısız öküz kullanılmıştır.
Tac Mahal’in İnşası ve Tasarımı
Tac Mahal ismi Mümtaz Mahal’in onuruna verilmiştir. Bu nefes kesici anıt günümüzde ne yazık ki sadece dıştan görüntüsüyle tanınır, ancak yapı feminen ve şaşırtıcı bir iç güzelliği de sahiptir. Türbenin içi beyaz mermerin üzerine yerleştirilmiş çiçek motifleri Hindistan’a özel bir kakma tekniği olan Pietra Dura tekniğiyle yapılmıştır. Bu teknik ile şekillendirilmiş yapının iç ve dış cephelerde kullanılan beyaz mermerin üzerinde dünyanın farklı bölgelerinden ve Hindistan’ın içerisinde bulunan 43 farklı kıymetli taş kullanılmıştır. Bunlardan bazıları; Sri Lanka’dan getirilen lacivert taş, Çin’den getirilen Yeşim taşı, Rusya’dan getirilen Malakit, Tibet’ten getirilen turkuaz, saat camı, mor yakut ve diğer eşsiz taşlar kullanılmıştır.
Tac Mahal’in merkezinde yer alan, diğer bir adıyla “Soğan Kubbesi” olarak bilinen büyük kubbe, 35 metre yüksekliğe sahip olmasının yanı sıra yerden 73 metre yüksekliğe sahiptir, ayrıca bu kubbenin etrafı dört küçük kubbeyle çevrilidir. Yapının çevresinde ve köşelerinde ise dört adet minare veya ince kule yer alır. Minarelerinin dışa doğru ve zayıf yapılmalarının nedeni, ileride yıkılma ve devrilme ihtimaline karşı, ana yapıyı zarar vermesini önlemektir. Girişlerinde ve dış bölgelerinde İslam ‘ın etkileri rahatlıkla görülür, Osmanlı ve Selçuklu mimarisinde de sıklıkla rastlanan kemerli ana giriş Kuran ayetleriyle süslenmiştir. Kemerli ana giriş haricinde yapının sayısız farklı bölgelerinde de aynı tasarım görülür.
Sizinde bildiğiniz üzere İslam’da cennet her zaman bahçe resmi ile tasvir edilir. Şah Cihan da eşine bu yapıyı armağan ederken bahçesinin yeryüzündeki cennet gibi olmasını istemiştir. Bunun için yapının kendisine ne kadar özen gösterildiyse aynı şekilde bahçeyede o kadar önem verilmiştir. Bütün kompleksin yer aldığı bahçe ise ayrı mimarı tasarım başarısıdır. Bahçenin mimarı tasarım yapılırken, bu kompleksin içinde gezecek insanların yapının ihtişamını daha fazla hissetmeleri için büyük yeşil geniş alanlar ve bütün yapıları yansıtan yansıtan ve görkemini bir kat daha artıran havuzlarla donatılmıştır. Havuzların suları ise Yamuna Nehrinden yer altı su sistemi ile getirilmiştir. Ayrıca bu kompleksi gittiğiniz zaman ilk fark edeceğiniz şeylerden biride tamamiyle simetrik bir yapısının olmasıdır. Alandaki herşey birbirine bakan aynı nesnelerle donatılmıştır.
Türbenin içinde sekizgen bir tasarım vardır. Sekizgen yapının her bir duvarında kakma tekniği ile yapılmış ve değerli taşlarla döşenmiştir. İçerinin merkezinde yer alan Mümtaz Mahal’in yer aldığı mezar anıtı ise sadece semboliktir, bugün Atamızın ebedi mezargahı olan Anıtkabirdeki gibi, Mümtaz Mahal’in gerçek mezarı bu sembolik anıtın hemen altında yer alır. Tac Mahal kompleksi, kırmızı kumtaşından yapılmış olan ana girişi ve Tac Mahal’in merkez binası yanında yer alan birbirine karşılık olarak bakan ve aynı mimariye sahip iki adet kırmızı kumtaşından yapılmış olan camii bulunur. Bu camilerden birisi kıble yönü yanlış olduğundan dolayı ibadethane olarak kullanılamaz durumda olduğu için bugün pansiyon olarak hizmet vermektedir. Babürlüler döneminde kompleks üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Tac Mahal’in neden beyaz bir mermerden yapıldığı konusunda ise farklı teoriler vardır. Bunlardan en bilineni ise Mümtaz Mahal’in gün içinde farklı ruh hallerine büründüğü için, yapının da bunu yansıtması istenmiştir. Binada kullanılan beyaz mermerden dolayı, sabahları pembemsi, gündüzleri beyaz ve akşamları ise ay ışığından dolayı sarımsı bir renk almaktadır.
Şah Cihan’ın üçüncü oğlu olan Evrengzip babasından hükümdarlığı devraldığında, babasını Tac Mahal’in hemen karşısında yer alan ve türbeyi gören Kızıl Kaleye(Hindistan’ın diğer ziyaret yerlerinden biri) hapsetmiştir. Şah Cihan ölene kadar yaptırmış olduğu bu eşsiz binaya bakmış ve öldükten sonrada Mümtaz Mahal’in yanına defnedilmiştir. Bugün Tac Mahal’in ana anıtında Mümtaz Mahal ve Şah Cihan birlikte yatmaktadır.
Tac Mahal, Hindistan’ın bugün için en büyük sembolüdür. Eyfel Kulesi Fransa için, Özgürlük Heykeli Amerika için, Kurtarıcı İsa Heykeli Brezilya için neyi ifade ediyorsa, bu yapıda Hindistan için aynı şeyi ifade etmektedir. Yıllık 4 milyon kişi tarafından ziyaret edilen bu kompleks, Hindistan’ın en çok ziyaret edilen yeridir.
Published Date:
May 01, 2020
Updated Date:
December 10, 2023