Togo(Film)

Bozuk saat günde iki defa doğruyu gösterdiği gibi Disney’den beklenmeyecek kadar kaliteli bir yapım olmuş. Filmi izlemeye başlamadan önce çekincem vardı özellikle hayvan ve insan arasındaki iletişimi merkez alan filmlerde eğer iki canlı arasındaki duygu iletişimini az verirseniz film sönük kalıyor eğer fazla verirseniz bu sefer çok samimiyetsiz ve gerçek dışı duruyor. Birde film eğer drama türünde ise yönetmenin ve yapımcının üzerine oyunculardan çok iş düşüyor. Yani başrolünde kimin oynadığının bir anlama kalmıyor. Yukarıda da değindiğim gibi filmin Disney yapımı olması beni biraz geri çekiyordu ancak IMDB puanının yüksek olması biraz beni izleme konusunda teşvik etti.

Film’e başlamadan önce bu duyguları taşıyordum ancak filmde gerçekten insan, hayvan ve doğa arasında müthiş bir uyum yakalanmış ve güzel bir eser ortaya çıkmış. Özellikle, filmdeki gerçek ve 3D sahnelerin uyumuna hayran kaldım. Nerede animasyon kullanılmış nerede gerçek hayattan kesilmiş bazı sahnelerde anlamak çok zor.

Film, 1925 ’lerde Alaska'nın Nome kasabasında başlayan bir salgın sonucu gerekli olan aşının 600 km’den getirilmesini konu ediniyor. Film, gerçekten yaşamdan uyarlanmış.Filmin başrollerinde, Willem Dafoe(Leonhard Seppala) ve Julianne Nicholson(Constance Seppale) yer alırken yönetmen koltuğunda Ericson Core oturuyor. Filme konu edilen köpek Togo ve Leonhard arasındaki iletişim yoğun flashback kullanımı ile gösterilmiş. Willem Dafoe ise başrolün hakkını fazlasıyla vermiş. Son sahnelerine doğru Togo hakkında söylemiş olduğu söz ise eğer duygusal bir yapınız var ise sizi ağlatmaya yetecektir “Yıllarca kızak için yaşamış olduğu sanıyordum, ancak yanılmış o sadece benim için yaşıyordu”. Kişisel görüşüm, filmin başarısının çoğunu kamera kullanımına, düzenleme işlemlerine ve sinematografi kalitesine borçlu.

Filmin Konusu

Salgının bütün kasabayı sarması sonucunda çocukların tamamı ölümcül bir hastalığa yakalanıyor. Eğer serum biran önce getirilmez ise bütün çocuklar ölmesi an meselesi. Hastalığın serumu ise bulunmuş durumda ancak bir sıkıntı var. Serum o günkü hava koşulları nedeniyle araçlarla kasabaya ulaştırılamıyor. Serumu almak için tek yol bir sürücünün(kızak sürücüsü) bu serumu 600 km uzaklıktan alıp getirmesi gerekiyor. Bu koşuyu yapabilecek sürücü sayısı ise bir elin parmaklarını geçmiyor, kasaba halkına göre bu işi yapabilecek tek kişi Leonhard’dır. Leonhard ve lider köpeği Togo ile fırtınalı bir dönemde yolculuğa çıkarlar ve film bu şekilde başlamış olur.

Ailenizle birlikte rahatlıkla izleyebileceğiniz bir film. İyi Seyirler