bylge-logo

    Bylge

    Yunan Bağımsızlık Savaşının İlk Girişimi:1821 Eflak-Boğdan İsyanı

    1789 Fransız İhtilali Avrupa’da adalet, eşitlik, cumhuriyet, demokrasi, bağımsızlık ve milliyetçilik gibi pek çok yeni fikrin ve akımın ortaya çıkmasını sağlam

    Picture of the Pow

    Pow

    @pow

    1789 Fransız İhtilali Avrupa’da adalet, eşitlik, cumhuriyet, demokrasi, bağımsızlık ve milliyetçilik gibi pek çok yeni fikrin ve akımın ortaya çıkmasını sağlamıştı. Napolyon’un 1796-97 İtalya Seferi sonrasında Fransızlar Dalmaçya (Hırvatistan) kıyılarını ele geçirerek tarihte ilk defa karadan Osmanlılar ile komşu oldular. Bu tarihten sonra Balkanlarda yaşayan Sırp, Bulgar, Yunan ve Karadağlı Hıristiyan-Osmanlı tebaası arasında özellikle bağımsızlık ve milliyetçilik gibi fikirler hızla yayılmaya başladı.


    19. Yüzyıla girdiğimizde Osmanlı Devleti’nde ki zayıflama belirtileri iyice görünür hale gelmiş ve Balkanlardaki Türk idaresi de artık cazibesini yitirmişti. Fransız Devrimi’nin getirdiği yeni fikirlerin ve Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu durumun etkisi ile 19. yüzyılın hemen başında 1804 yılında Sırplar Kara Yorgi başkanlığında ayaklandılar. Osmanlılar, Avrupa ülkelerinin Napolyon meselesiyle uğraşmaları ve Sırplara fazla ilgi göstermemeleri nedeniyle Kara Yorgi ayaklanmasını kısa sürede bastırmayı başardılar. Ancak bu ayaklanmanın bastırılmasından bir süre sonra ortaya çıkacak olan Yunan isyanı, Sırp İsyanı’nın aksine Avrupa’da ve hatta Amerika Birleşik Devletleri’nde bile büyük bir ilgiye mazhar olacak, heyecanla ve coşkuyla karşılanacaktı.


    Yunan_Bağımsızlık_Savaşının_İlk_Girişimi:1821_Eflak-Boğdan_İsyanı

    Rumların Osmanlı toprakları içinde bağımsız bir Yunan devleti kurma yolundaki ilk girişimleri 1814 yılında bugün Ukrayna devleti sınırları içerisinde kalan Odessa şehrinde kuracakları Filiki Eterya (Dostluk Cemiyeti) ile birlikte artık ete kemiğe bürünmüş bir hal alacaktı. Hızlı bir şekilde örgütlenmesini tamamlayan Filiki Eterya’nın militan sayısı isyanın başladığı 1821 yılına gelindiğinde 200.000’e kadar ulaşmıştı. 1820 yılı Nisan’ında, eski Eflak voyvodalarından Konstantin İpsilanti’nin oğlu ve Rus Çarı’nın yaveri olan General Aleksandr İpsilanti Filiki Eterya üyeleri tarafından örgütün başına getirildi.


    Yapılan gizli toplantıda Eterya üyelerinin çoğunluğu isyanın ilk olarak Rumların yoğun olarak yaşadığı ve güçlü bir şekilde destek bulacaklarına inandıkları Mora’da (Güney Yunanistan) başlatılmasını önerdiler. Ancak İpsilanti, Eterya’nın teklifine karşı çıkarak bölgenin Rusya’ya yakın olması ve bölgede yaşayanların kendileri gibi Ortodoks olmaları gibi nedenlerden ötürü ayaklanmanın ilk olarak Mora Yarımadası yerine Eflak-Boğdan topraklarında başlatılması gerektiğini söyledi. Bu üzerine İpsilanti’nin önerisi onaylanarak ilk isyanın Eflak-Boğdan’da başlatılması kabul edildi.


    Eflak denilen bölge günümüz Romanya’sının güneyine Osmanlıların verdiği bir isimdi ve 1417’de Türk koruması altında vasal bir devlet haline gelmişti. Boğdan ise ortaçağda, bugünkü Romanya’nın kuzeydoğusu ile Moldova (Besarabya) devletinin topraklarını içine alın bölgeyi kapsıyordu ve 1514 yılında aynı Eflak gibi o da Osmanlılara bağlı ama içişlerinde bağımsız vasal bir devlete dönüşmüştü. Osmanlılar ilk başlarda voyvodalığı açık artırmaya çıkararak kendilerine en yüksek ödemeyi yapacak olan kişiyi voyvoda olarak atamaya başladılar. Bu durum zamanla Rumen beyleri arasında kanlı iktidar çatışmalarına ve ülkenin zayıf düşmesine neden oldu.


    Yunan_Bağımsızlık_Savaşının_İlk_Girişimi:1821_Eflak-Boğdan_İsyanı


    1711 Prut Savaşı sırasında Ruslarla işbirliği yaptığı gerekçesi ile İstanbul’a çağrılan Eflak Voyvodası Brancoveanu dört oğlu ile birlikte Topkapı Sarayı’nın bahçesinde boynu vurularak idam edildi. Aynı şekilde Boğdan’ın da ihanet içinde olduğunu ve Ruslarla işbirliği yaptığını öğrenen Osmanlı Devleti Memleketeyn (İki Memleket) adını verdiği bu iki eyaletinde yeni bir idari düzenlemeye giderek 1711 yılından itibaren Boğdan’da ve 1716 yılından itibaren de Eflak’ta voyvodaların yerli Rumenlerden seçilmesi uygulamasını kaldırarak doğrudan İstanbul’da yaşayan Fenerli Rum ailelerden seçtiği kişileri bölgeye voyvoda olarak atamaya başladı. Ancak Romanya’da 100 yıldan fazla sürecek olan Rum idaresi geride kötü izler bırakacak ve halk arasında Yunanlara karşı büyük bir nefrete yol açacaktı.


    Aleksandr İpsilanti Eflak ve Boğdan yöresinde Fener Rum Rejimine karşı genel durumun yukarıda belirttiğimiz çerçeve de olduğu tam bu dönem de ve Osmanlı makamlarının bir ayaklanma başlatacağını öğrenmeleri üzerine acele davranmak zorunda kalarak planlanandan önce 22 Şubat 1821 yılında Prut nehrini geçerek Boğdan’a geldi. İpsilanti, ilk olarak Mart ayı başlarında İçlerinde Yunan, Bulgar, Sırp, Makedon ve Arnavut askerlerinin olduğu toplama ordusu ile Yaş şehrine saldırarak ele geçirmeyi başardı. Burada bir bildiri yayınlayan isyancılar Rusya’yı kastederek arkalarında büyük bir gücün olduğunu, herkesin kendilerine katılması gerektiğini ve bu büyük gücün yakında yardımlarına geleceğini söylediler.


    Yunan_Bağımsızlık_Savaşının_İlk_Girişimi:1821_Eflak-Boğdan_İsyanı

    İpsilanti’nin bölgeye gelmesinden kısa bir süre önce 21 Ocak 1821 günü Tudor Vladimirescu liderliğinde Rumenler kendilerini sömürdükleri ve fakir bıraktıklarına iddia ettikleri Yunan idaresine karşı genel bir ayaklanma başlatmışlardı. Vladimirescu, İpsilanti’nin birlikte hareket etme teklifini reddederek Bab-ı Ali’ye yazdığı mektupta amacının Osmanlılara karşı bir ayaklanma başlatmak olmadığını söyledi. Ülkeyi boydan boya geçen Vladimirescu’nun ordusu 21 Mart 1821’de Bükreş’e girdi. Bunun üzerine Yaş’tan Bükreş’e doğru gitmek için harekete geçen İpsilanti’nin askerleri yolları üzerinde uğradıkları her yeri yağmaladılar ve yerel halka zulmettiler. Kalas şehrini ele geçirdikten sonra içerisindeki Türk nüfusa karşı büyük bir katliam gerçekleştirdiler. Kalas’ta yaşananların duyulmasından sonra asilerin üzerine yürüyen Osmanlı kuvvetleri bunlardan bazılarını etkisiz hale getirmeyi başardılar.


    Yunan_Bağımsızlık_Savaşının_İlk_Girişimi:1821_Eflak-Boğdan_İsyanı

    Büyük umut bağlanan Rus yardımının bir türlü gelmemesi, Sırpların işbirliği yapmaya yanaşmamaları ve geçmişte Fenerli idarecilerden çok çekmiş olan yerel halkın isyana beklenen desteği vermemesi isyancıları zor durumda bıraktı ve isyancılar başarılarının arkasını getiremediler. Tuna’yı geçen 30.000 kişilik bir Osmanlı ordusu 19 Haziran 1821 günü Bükreş’in yaklaşık 150 km batısında kalan Dragaşani kasabası yakınlarında karşılaştığı isyancı kuvvetlerini ağır bir yenilgiye uğrattı. Savaşı kaybeden ve bütün umutları tükenen İpsilanti ve beraberindekiler kuzey’e doğru çekilerek Avusturya’ya sığındılar ve 26 Haziran’da tutuklandılar.


    Yunan_Bağımsızlık_Savaşının_İlk_Girişimi:1821_Eflak-Boğdan_İsyanı


    1821 ayaklanmasının en önemli sonuçlarından biri de Romanya’daki Yunan yönetiminin çökmesi oldu. Memleketeyn için yeni bir idari düzenlemeye gidilmesine karar veren Osmanlılar eskiden olduğu gibi Eflak ve Boğdan voyvodalarının yine yerel Rumen prenslerden seçilmesine karar verdiler ve böylelikle bölgedeki Fener Rum Rejimi de 1822 yılında resmen sona ermiş oldu.




    Published Date:

    May 01, 2020

    Updated Date:

    December 11, 2023